Uzun uzun yazdım, yayınlamadım. Hep bi yerlerden eksik kaldı tamamlayamadım. 1 ay geçti aradan buradan daha yeni yazıyorum. Pasaklı ile yolları T2 almak için ayırmıştık. 16 Aralık'tan beri T2 sahibiyiz. Hooop İzmir'e uçtuk, Nazım abimizin yanına gittik, Yücel abimizle tanıştık, Cem abimiz ve Tanju abimizle telefonlaştık, İhsan abimizle rastlaştık derken çıktık yola.
Bodrum dönüşünde Erdinç'in 2-3 gece kalmak istediği şehir Eskişehir'e geldik. Balıkesir'den sonra biraz yavaş gittik birde yolda uykumuz gelince sağa çekip dinlenelim dedik. Gecenin bi yarısı oraya gidip sefillik çekmenin bi anlamı yok. Batuhan'ı da Eskişehir'den alıp yolumuza devam edeceğiz, tabi 1-2 gün kaldıktan sonra...
Malûmunuz Erdinç Minik'i topluyor, motoru 1.6 yapmak için uğraş veriyorken işi ehline yaptırmaya karar verip Muharrem amcamızın yanına gitti. Tabi sonra ne oldu? telefon çaldı "ya kankacım biz kapakları unutmuşuz onları bi otobüse versen" dedi. İyi güzel
Ortada bir düğün var. Samsun Atakum'da. Ne yaparız, nasıl yaparız, ne zaman çıkarız derken 3 tüp hava ve havalı kornayla birlikte yola çıktık. Terme'de karnımızı doyurduktan sonra önce Atakum'a, ardından gelini almaya Bafra'ya kadar gittik. Biz bi kaç hafta önce
(belirtmeliyim ki Türkçe’yi çok iyi kullanırım ama yüklemlerin, büyük küçük harflerin bu yazıda ırzına geçeceğimi bilin istedim.) uzun bi aradan sonra yeniden; Merhaba! blog eski görünümünde yeniden hayatta, müziklerim eşliğinde iyi okumalar, iyi dinlemeler. okuyacaklarınız sadece ordu’dan çorum’a kadar süren yolculuğumuzun (sefilliğimizin) kısa bi
Abi ben her zaman diyorum, beni akıllısı bulmaz diye. Vardiyalı çalışıyorum, gece 23:00'te iş çıkışım. Hergele Batuhan'da, "dedim batuhan çıkışa beni almaya gel" çıkış saatim geldi, Hergele'nin üstünde portbagaj, bagajda da kayak takımları var. Emre de bana gülüyo tabi, onun